23 Haziran 2012 Cumartesi

Evlenmeden önce birlikte olmak isteyen erkek sevmiyor mudur?

Sizi kadınlar kulubuyle baymak istemiyorum, malzeme çok, dayanamıyorum yazmak istiyorum.Son bir estantane göndererek kapatayım konuyu o zaman:) :

Kadınlarkulubu.com dan bir forum başlıgı(daha önce bu baslık bir kez daha açılmış ama tartışma olmuş kapatılmış başlık,): "evlenmeden önce birlikte olmak isteyen erkek sevmiyor mudur?"

not:cümle sonlarındaki anlamsız sözcüklere takılmayın,onlar forumlarda kullanılan smileyler :))

cevaplar:
kadın-1: Ben eşimle nişanlıyken bile böyle birşey yapmadım.(hemde imam nikahımızda vardı) 
Ki oda bana hep "Biz bunu yaşamayı çok istiyoruz ama yaşasak ve evlenmeden (Allah korusun) ben ölüp gitsem gözüm açık giderim,yapamam sana böyle bir şeyi" derdi..kaydirigubbakcemile2
Ve biz nişanlıyken çok çok sapıtık olduğumuz halde yapmadık..Sonuç: şimdi evlendik mutlu bir evliliğimiz var..:jeyyar:
Demek istediğim bunu isteyen erkek %100 sevmiyordur bence...sengözlerimebaksanab
(BU ABLAYI İMAM NİKAHI BİLE İKNA EDEMEMİŞ:))))

kadın-2:ben anladıgım kadarıyla bir erkegin sevip sevmemesini cinsel birliktelik isteemsine dayatmamak lazım sonucunda avrupada evelnemden once birliktelik cok oluyor bu erkeklerde sevmiyormu yani? (BU KIZ,BASKIYA KARŞI BİR ÇIKIŞ YOLU ARIYOR HATTA BUNUN İÇİN CEBELLEŞİYOR:)

kadın-3:sonuna kadar katılıyorum canımvereliniortak.nedir bu avrupaya özenti yaa!..turkbayragiseviyosa bekliycek kardeşim!....sonra ben hamileyim nolcek?terk etti napcem? bırakın bu işleri !...lütfen gerçekçi olun.kızınızın böle bişey yaşamasını ister miydiniz..?:uhm: bunu bi düşünün...(SEX'İ SADECE HAMİLE KALMAK İÇİN YAPILAN BİR EYLEM OLARAK GÖREN HANIMKIZ,DOGUM KONTROLDEN Bİ HABER...ORGAZM MI? O NE?)
hanımkız devam ediyor kısaca özetliyor:-o zaman şöle diyelim.evlilik öncesi birlikte olmak isteyen erkeğin sevgisi eksiktir!......

kadın-3:herkesin yaşam görüşü hayat felsefesine bağlıdır.
Her erkek birlikte olduğu kadını sevmiyordur evleneceği kadınla bir erkek birlikte olmaz dye birşey yok.
Görüyoruz işte yapıp evlenen mutlu olanları.
Bunlar kişiye daha doğrusu kişiliğe bağlı şeyler.
Sen karşısındır senin sevdiğin adam da karşıdır ozaman evlenene kadar beklersinz.
Bazıları pimpiriklidir takar herşeyi benle oldu başkasıyla da olur der bırakır seni(aptallca bi düşünce ama düşünen eminim var)
biri de aşıktık birlikte olduk çok seviyorum evlenncem der.
Hepsi farklı insan düşünceleridir.
Kimse kimseye birşey diyemez.
Kimse kimsenin içini bilemez.
O yüzden de %100 diyerek kimseye yorum yapmak düşmez(BU KIZDA IŞIK GÖRÜYORUM HA GAYRET..:)

kadın-4:arkadaşım konuyu herkes istediği yönden ele alabilir tartışma yaratıp konuyu kitletmeyin lütfen

eğer erkek beraber olmak için diretiyorsa sevgisinde bir eksiklik vardır çünkü türkiyede yaşıyoruz ve burda erkeklerimizin ne şekilde yetişitirildiklerini biliyoruz evlilik öncesi beraber olan bir kız toplumda ne gözle bakılır hakkında neler söylenir,işlenen cinayetler, bunları hiç açmıyorum zaten hepimiz biliyoruz hee doğrumu asla tasvip etmiyorum bu tür olaylarda işin duygusal boyutuna hiç bakılmaz .. türkiyede şu ortamda yetişen bir erkek beraber olmak istiyor vede bunda ısrar ediyorsa amaç bellidir
sevgisinde değil eksiklik ben sevgisi olduğunu bile düşünmem.. tabiki insan sevdiğini arzular birlikte olmak ister ama eğer seviyorsa duygularına esir olmamalıdır

dar bir görüş olduğunu biliyorum ama istesekde istemesekde genelin çoğunda durum budur(DÜŞÜNCESİNİN DAR OLDUGUNU BİLİYOR AMA SÜRÜYE UYMAK ZORUNDA OLDUGUNU VE KENDİSİNİN BİR KOYUN CİNSİ OLDUGUNU ZATEN SON CÜMLESİNDE BELİRTMİŞ)

kadın-5:ben açıkcası evlenmeden cinselliğin yaşanmasına karşıyım :umursamaz:
benim için o bembeyaz gelinlikten sonra yaşanmalı ilk gece :asigim:
ve nitekimde öyle oldu
1 yıllık evliyim opuyorumnanaktan
o ilk gece heyecanı bambaşka Şeniz
daha önce yaşanırsa
sever mi sevmezmi o erkeğe kalmış naniknanik
ha bizde ufak tefek kaçamaklar yaşadık ama sınırlıydı
(sürtünerek hamile kalacak kadar da ileri değildi en azından benneyaptımki )
göreceli bi kavram bu konu
rabbim hayırlısını versin
ben helalim olan bi insanı isterim cinsellikte buyrunnnnnnnnn
gerisi boşşşş bence brz da manevi boyutu dini boyutu düşünmeli :1hug: (SÜRTÜNEREK HAMİLE KALINABİLECEĞİNİ DÜŞÜNEN KADINCAGIZ...BU KADAR HAMİLE KALMAK İÇİN UGRASAN VARKEN,ONUN VAJİNASINA SÜRTÜLDÜ DİYE HAMİLE KALACAK :)



kadınlarkulubu.com diye bir kadın forum sitesi var.Ama orada yazanlar gerçekten "kadın" mı yoksa anlamlandıramadıgım, undefining living object mi bilmem:) Regl ağrısını konuşan kadınlar arasında geçen şu diyalogu sizlere göstermek boynumun borcudur: 

kadın-1:Ben de çok ağrılı adet oluyorum.Ama "ne kadar ağrılı adet olur ne kadar acı çekersek, öbür dünyada o kadar günahlarımız silinirmiş" diye öğrendim.O yüzden artık katlanıyorum ağrıya.

kadın-2:aaaa gerçekten mi? hiç duymamıştım böyle bişey.

Bunlar 18 yasın üstünde , hatta belkide cok üstünde, çolugu cocugu olan kadınlar.kimisi meslek sahibi,kimisi ev kadını kimisi avrupada yaşayan gurbetci.Ama "zeka" ve "mantık" ne okudugun okula ne yaşadığın çevreye göre gelişmiyor...Bazen sıkıldıgımda o forumu açar, o undefining living object'lerin neler konuştugunu okurum, türk kadını bu olmamalı derim, gülerim belki dalga geçerim ama aslında içim acır içim kan ağlar..Türk kadını bu olmamalı, bizim kadınımız bu kadar ..... bu kadar......  olmamalı.... :((((


                                                                                                                                                        M.M.Doloressa

9 Haziran 2012 Cumartesi





"Kadınlardan" başlanarak köleleştirilen ve sisteme itaat ettirilen halklar özgürleşemez, gelişemez.... Sadece sistemin kölelerinin gardiyanları zenginleşir, ama onlar da özgürleşemez.!

ANNECİ ERKEK”LE YAŞAMAK KADERİNİZ OLMASIN..!



            Bir "annesini seven erkek" vardır, bir de "anneci erkek".Bu ikisini iyi ayırt etmeli.Annesini seven erkek, annesinin her lafına “he he” demez, kendi karakteri, cibilliyeti vardır ve ilişkinin başında da sonunda da aynıdır.
Burada "tehlikeli tür","anneci erkek"tir.Anneci erkekler, ilişkinin başında "ailelerinden bağımsız bir hayat sürdüklerini, ailesine saygı duyduğunu ama kendi kararlarının her zaman ön planda olduğunu" söyler sizi de buna inandırırlar.İlişki oturmaya başladığında, "gevşer anneci erkeğin oğlanlık tarafı"……"annem de böyle dedi" "annem de böyle istiyor" "annem beni keser" "anneme bir  sorayım" cümleleri zaman ilerledikçe er kişinin ağzından dökülmeye başlar.Zamanla, yaptığınız programlara "anneyle alakalı durumlar" da dahil edilmeye ya da bir şeye karar verdikten sonra "anne bu fikre karşı ise" adamın düşüncesi  "anne" yönünde değişmeye başlar.
Anneci erkekleri tanımak kolaydır.Çünkü bunlar kendilerini "olduğundan farklı" göstermek için oldukça büyük bir çaba harcarlar, "anneciliklerinden onlar da rahatsızdır ama "annecilik" bir "din" bir "tabu" gibi kendilerine şırıngayla enjekte edilmiş olduğundan bir türlü kurtulamayacaklarını, "annesiz bir hiç" olduklarını ve "kendilerine güvenlerinin aslında hiç ya da az olduğunu" bilinçaltlarının bir köşesinde bilirler.
"Sen annecisin" diye adamın yüzüne vurduğunuzda ise "Yüksek tonda "erkek" bir ses tonu ve bilumum küfürlerle" size karşı çıkar,hakaretlere başlarlar.Bu, "bilinçaltlarının,kendilerini savunmasıdır".

ANNECİ ERKEKLERİN TEDAVİSİ VAR MI?
     Bir erkek 20 yaşına kadar "anneci" olarak gelmişse, onu tedavi edebilmek, diğerlerine nispeten daha kolaydır.Okulunu bitirir bitirmez mutlaka "kendi" başına çalışmalı, anne ya da babasının işinde çalışmamalı, anne/baba imkanı ile iş kurmamalı, anne/baba torpili ile bir işyerine girmemelidir.Aylarca iş araması sürse de, az maaşa köpek gibi çalışacak olsa da "mutlaka" ama "mutlaka" aileden bağımsız iş yapmalıdır.(ailenin ekonomik durumu ne kadar iyi olursa olsun), bir kaç yıl, el yanında işçi olarak çalışan , kah ezilip, kah yorulan kah hırpalanan erkek, zorla da olsa "askere " gönderilmeli, askerde "anne kucağında olmadığının" farkına varıp, olgunlaşıp, geri döndüğünde ailesinin işinde çalışmaya başlayabilir.Ancak öncelik, aileden ayrı bir yerde çalışıp, mümkünse en zorlu şartlarda askerlik yapmasıdır.Askerlik, bir erkeği, adam eder.Bu doğrudur.annenin yemeklerinden, ütüsünden, yatağını toplamasından ve önüne çay koymasından uzakta tek başına , rahatlığın ve pohpohlanmanın olmadığı asker ocağında bir erkek "ADAM" olur.Siz siz olun, "askerlikten kaçan" bir erkekle, evlilik hayalleri kurmayın, evliliği bırak, sevgili bile olmayın
İşin kötü yanı, "anneci erkeklerin" anneleri erken de ölmez, kocalarını öldürür, oğulcuğunun başında oğluna 5 yaşındaki gibi davranmaya, gelinlerine de bela olmaya devam ederler.Bunu bilerek "anneci bir erkekle" evlenin.
          25 yasına gelmiş ve hala anneci olan bir erkeğin, az da olsa bu hastalıktan kurtulma şansı vardır.Üniversiteyi bitirmiş, bir ya da bir kaç kızla "cinsel münasebeti olmuş" er kişi, hala annesinin yıkadığı donu giymekte, annesinin önüne tepsiyle getirdiği yemeği bilgisayar başında yemekteyse, o erkeğin hayatı,geleceği alarm veriyor demektir.En önce yapacağınız şey, 25 yasındaki anneci erkeği, aileden ve ailenin torpilinden bağımsız bir şekilde okuduğu bölümle ya da yeteneği ile alakalı bir işe girmeye zorlamanızdır.Bu konuda size çok iş düşüyor .Çünkü 25ine gelmiş anneci erkeklerin, 20sindeki anneci erkekler kadar enerjisi yüksek değildir, tembelliğe ve anne şefkatine 45 derecelik açı gibi yatkındırlar.Büyük çoğunluğu hala askere gitmemiş ve elinden geldiğince “askerliği ertelemeye” çalışan bu yaş grubu anneci erkeklerin askerlikleri en az 2 yıl tecilli olacağından, öncelikle anneci erkeğinizi bir işe sokmakla tedaviye başlayabilirsiniz.Burada “anahtar sözcük” yine askerliktir! Tecili bittiğinde, ona güzel ümitler, sıkı bir güven vererek mutlaka askere yollamalısınız, ister kısa dönem ister uzun dönem önemli değil, askerliğini bir şekilde yapmazsa tedaviniz hiçbir zaman sonuç vermez.Askerlik şart.Sakın onun için üzülmeyin ve “erkek” kişiye acımayın.”Kıyamam” lafını kızlar çok kullanır, mümkünse bu sözcüğü, bebekler, çocuklar, hayvanlar için kullanın.Erkek adama “kıyamam” demek de ne demek? Siz kendi elinizle adamı anneciliğe yöneltiyorsunuz.Sonra da ceremesini siz çekiyorsunuz.Sıkı bir lafım vardır: “Erkeğin 2 tabağı varsa birini mutlaka kıracaksın”.Hayat felsefeniz bu olsun.
      Gelelim 30 ve 30 yaşını geçmiş “anneci erkekler” in tedavisine, yazarken bile içimi sıkıntı bastı.Çok ama çok zor.Çok ama çok  sabırlı olmak lazım.Ve en önemlisi, hem maddi hem manevi yönden güçlü bir kadın olmalısınız ki 30unu geçmiş anneci erkeği en azından tedaviye başlayabilesiniz.Bu yaştaki anneci erkeklerin ortak noktası, ailesinin istemediği bir kızdan çok çabuk ve kolay vazgeçebilmeleridir.Belki kalben vazgeçemezler, kendi cibilliyetsizlerine, kendi kendilerine karar verme özgürlüğüne sahip olamadıklarına, günler haftalar boyunca, kendi başlarına kaldıklarında küfreder,hatta ağlarlar ama yapacakları bir şey yoktur.”Anne” son kararı vermiştir ve  oğlan, uygulamak zorundadır.”Uygulamasın” “ne zorunluluğu var ki?” dediğinizi duyar gibiyim.Bunu diyen kişileri, yazıyı tekrar okumaya davet ediyorum.30unu geçmiş anneci erkeklerin bir iki farklı sebeplerden dolayı istisnaları dışında, hepsi ama hepsi “ailesinin ona sağladığı maddi imkanlar” ile yaşamakta hatta nefes alabilmektedir.Şimdi, ailesinin istemediği bir kızdan sıkıyorsa vazgeçmesin.Anlatabiliyor muyum?
30 ve 30unu geçmiş anneci erkekler, ya ailesinin şirketinde “maaşa bağlı” olarak çalışmakta (anneci bir erkeği, şirkete ortak yapacak akılsızlıkta bir baba yoktur herhalde? Babası da, oğlunun ne mal olduğunu bilir değil mi?) ya da ailesinin torpili ile bir aile dostlarının,akrabalarının şirketine yine maaşlı eleman olarak gidip gelmektedir.Çalışma şartları rahattır, bir ayda sonsuz kere hastalanma, başı ağrıdığında işe gitmeme, tatil ve hobilerine vakit ayırmak için işten izin alma şansı vardır, iş sözleşmesi yoktur, sözleşme “babanın iki dudağı arasındadır”, aldığı para, harikulade olmasa bile arada sırada erkek arkadaşları ile yaptığı çapkınlık gecelerinin masrafını, sevgililerini götürdüğü restaurantların parasını karşılamaya yetiyordur ve bu,  anneci bir erkek için yeter de artar biledir.Bir çoğu hala ailesi ile yaşamaktadır , kalan kısmının ise ailesiyle haftanın en az 5 günü  görüşebileceği gibi ya aynı apartmanda ya aynı semtte ayrı evleri vardır.Ayrı kaldığı evin kirasını tabii ki ailesi öder, ya da ev kendilerininse tabii ki anneci erkeğin üstüne değildir.Hangi anneci erkek yetiştiren anne, oğlunun üstüne ev yapmak ister ki?Sonra kızlar o evi, oğlunun elinden alsın diye mi? J
Dediğim gibi, 30unu geçmiş anneci erkeği illa “tedavi edeceğim, özgürlüğüne kavuşturacağım” diyen idealist bir kadınsanız, ailenizden bağımsız olarak kendi maddi gücünüzü mutlaka elinize almış olmanız lazım.Her an kapı önüne koyulma tehlikeniz vardır çünkü.Tedavi başlangıcında ilk yapmanız gereken, günler içinde yavaş yavaş anneci erkeğinizin sırdaşı olmaktır, sırdaşı olmalısınız ki, ailesinin işyerinde çalışırken yaşadığı sorunları size bir bir dökülmeye başlasın.Ailesinin yanında çalışan anneci erkeklerin istisnasız hiçbiri işinden memnun değildir, ama başka iş aramaya ve az maaşla disiplinli çalışmaya da deyim yerindeyse “g*tleri yemez”.Bunu bilen bir kadın olarak siz, önce ondan işyerindeki sıkıntıları sizinle paylaşmasına çabalamalı, sonra ise, size anlattığı sorunları bir silah olarak ona çevirerek, oradan ayrılması gerektiğini, kendi başına bir iş arayıp, yaşı geçmiş olsa da mutlaka bir yerden başlayıp kariyerini kurtarabileceği konusunda cesaretlendirmelisiniz.Bu cesareti verirken, sizin maddi yönden güçlü bir kadın olmanız çok önemlidir, çünkü şu cümleyi er ya da geç mutlaka kuracaksınız:”sen iş bulana ve işini oturtana kadar, benim kazandığımla geçiniriz, bu, ikimize de yeter, sonuçta iyi kazanıyorum”.İşte bu, sihirli cümledir.Anneci bir erkek için manevi güvenden daha önemli bir şey varsa maddi güvendir.Donuna kadar annesinin satın aldığı ve annesinin ütülediği gömlekle çapkınlık yapan bir erkek için, onun ihtiyaçlarını, o zorlanmadan karşılayabilecek, deyim yerindeyse “t*şşaklı bir kadın” , o erkek için “anne “sini bilincinde silikleştirebilecek ve beklide annesinin yerini alabilecek yeni bir sığınak, yaslanacak bir göğüs, bir “anne figürü” demektir.Eğer astrolojik haritasında, balık ya da yengeç etkisi almamışsa, maddi manevi sonsuz imkanlar sunan bir kadını, annesine tercih etmesi hiç de imkansız görünmemektedir.Ancak bunun tek şartı, öncelikle maddi anlamda güçlü, sonra ise idealist ve sabırlı bir kadın olmanızdır.Eğer bu şartlara sahip değilseniz ve hayatınızın geri kalanını sinir hastası olarak geçirmek istemiyorsanız, en fazla aşk acısının 6 ay bilemedin 1 yıl süreceğini bilerek, hemen o anneci erkekten uzaklaşın,çünkü onun tedavisi sizde değil demektir.


                                                                                                              M.M.Doloressa